Her evde kullanılıyor ama ömrü kısaltıyor

Ultra İşlenmiş Gıdalar, Erken Ölüm Riskini Artırıyor!

Brezilya’daki Oswaldo Cruz Vakfı’na göre yapılan araştırmalar, protein tozları da dahil olmak üzere ultra işlenmiş gıdaların (UPF) erken ölüm riskini önemli ölçüde artırdığını ortaya koydu. Uzmanlar, bu gıdaların Kinder Joy çikolatalı yumurta kadar zararlı olabileceğini belirtiyor.

UPF’ler, doğal yapılarından uzaklaştırılmış ve endüstriyel işlemlerden geçirilmiş gıdalar arasında yer alıyor. Bu gıdalar genellikle protein izolatları, yapay tatlandırıcılar, emülgatörler gibi evde bulunmayan bileşenleri içeriyor. Genellikle kolay tüketim ve uzun raf ömrü için tasarlanmışlardır.

Örneğin, bir kutu Milk protein içeceği, yaklaşık 160 kalori içermektedir. Aynı miktarda kaloriyi bir şekerlemeden almak da mümkündür. Araştırmacılar, bu kalorilerin kaynağından bağımsız olarak, yüksek oranda işlenmiş olmalarının erken ölümle ilişkili olduğunu belirtiyor.

ÖLÜM RİSKİNİ YÜZDE 2,7 ARTIRIYOR

American Journal of Preventive Medicine’da yayımlanan bir habere göre, günlük alınan kalorinin her %10’luk UPF artışı, genel ölüm riskini ortalama %2,7 oranında artırıyor. Dr. Eduardo Nilson, “Aşırı işlenmiş gıdaların yoğun tüketimi, bulaşıcı olmayan hastalıklar ve her nedene bağlı ölümlerle güçlü bir şekilde ilişkilidir.” şeklinde uyarıda bulundu.

EVDE YEDİĞİNİZ GIDALAR ZARARLI

Johns Hopkins Üniversitesi’nin yaptığı analize göre, ABD’de evde tüketilen UPF oranı 2003-2018 arasında %51’den %54’e yükseldi. Bu durum, fast-food dışında evde de yoğun bir şekilde UPF tüketildiğini gösteriyor.

Her gün evde yemek pişiren insanlarda bile hazır içecekler, mikrodalgada ısındırılan yemekler ve paketli atıştırmalıkların yüksek kalori kaynağı olmaya devam ettiği belirtiliyor.

Dr. Nilson konuyla ilgili şunları söyledi:

“Bu ürünler ucuz, lezzetli ve uzun süre dayanıklı olacak şekilde tasarlandı. Ancak ne yediğimizi değiştirmekle önlenebilecek erken ölümlerin sayısı oldukça fazla. Bu, mükemmel olmakla değil, sorunun büyüklüğünü anlamakla ilgilidir.”

Related Posts

İftira atmak bir hastalık mı yoksa huy mu?

Klinik psikiyatri uzmanları, sürekli iftira atma davranışının tek başına bir “hastalık” olarak tanımlanmadığını, ancak sıklıkla “pseudologia fantastica” (patolojik yalan söyleme) ve altında yatan kişilik bozukluklarıyla ilişkili semptomlar sergilediğini vurguluyor.

Kolajen: Zamana meydan okuyan ciltlerin sırrı mı?

Uzmanlar, bu etkilerle mücadelede doğadan ilham alınması gerektiğini vurguluyor. Reişi, Shiitake gibi adaptojen mantarlar ve Şizandra gibi adaptojen meyveleri içeren kolajenler stresin cilt üzerindeki olumsuz etkilerine karşı doğal bir kalkan sunuyor.

Araştırmaya göre ABD’de 50 yaş altı kişilerde görülen kanser vakaları arttı

Araştırmaya göre ABD’de 50 yaş altı kişilerde görülen kanser vakaları arttı

Ebeveynler dikkat; “Sınavlar öncesinde evlerde sınavı konuşmayın!”

Ebeveynler dikkat; “Sınavlar öncesinde evlerde sınavı konuşmayın!”

Uzmanı uyardı: Bulduğunuz çözümle oyalanmanız tanıyı geciktirebilir

Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Akranlarınıza göre daha çabuk yoruluyorsanız, efor sırasında nefes darlığı hissediyorsanız, tek yastıkla yatmakta zorlanıyorsanız bunun sebebini mutlaka araştırın. Bulduğunuz çözümle oyalanmanız tanıyı geciktirebilir. Bazen, bu tanının gecikmesi tedavi fırsatının büyük ölçüde kaçmasıyla da sonuçlanabilir” dedi.

Uzmanı uyardı: 50 yaş sonrasında görme kaybına neden olabilir!

Sarı nokta hastalığı, 50 yaş ve üzerindeki bireylerde sıkça görülen ve görme kaybına yol açabilen ciddi bir göz rahatsızlığıdır. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nursal Melda Yenerel, erken teşhisle bu kaybın önüne geçilebileceğini belirtti.