TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Üzümün kıymetini bilelim”
MANİSA – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Manisa’nın Turgutlu İlçesine gerçekleştirdiği ziyarette oda başkanları ile birlikte üzüm hasadına katıldı. Üreticilerle birlikte üzüm kesen Bayraktar: “Üzümümüzün kıymetini bilelim, üzüm ülkemize hiç ithalat yapmadan net 500 milyon dolar ihracat geliri olan bir ürünümüz.” dedi.
Şemsi Bayraktar’a programında Turgutlu Ziraat Odası Başkanı Abdullah Şenol, Manisa Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu ve Şehzadeler İlçe Başkanı Hüseyin Altındağ ile diğer ilçel oda başkanları eşlik etti.
Yaşanan doğal afetler nedeniyle bu yıl üzümde rekoltenin yaklaşık yüzde 35 düşük olduğunu belirten Bayraktar, “Düşük rekolteye yüksek girdi fiyatları da eklenince üretim maliyetleri önemli ölçüde arttı” dedi.
Bayraktar açıklamasına şu şekilde devam etti: “Çiftçilerimiz artan maliyetler, kur artışları ve yaşanan doğal afetler nedeniyle zor şartlar altında üretim yapıyor. Çiftçilerimizin yeterli gelir elde ederek üretimine devam edebilmesi için açıklanacak kuru üzüm fiyatının beklentileri karşılaması gerekiyor. Üreticilerimiz alım fiyatının biran evvel açıklanmasını bekliyor. İhracat açısından önem arz eden bu stratejik ürünümüzde fiyat istikrarının sağlanması gerekiyor. Ülkemiz için ekonomik önemi büyük olan kuru üzümün hak ettiği değeri bulabilmesi, ihracatta bulunduğumuz yeri koruyabilmemiz ve Türk üzümünün dünyada bilinen kaliteli üzüm imajının zedelenmemesi açısından da önemlidir. Türkiye’nin kuru üzüm ihracatında ki dünya liderliğini koruması sağlanmalıdır.”
Yaşanan doğal afetler rekolteyi düşürecek
Yaşanan doğal afetlerin ve rekolteyi düşüreceğini belirten Bayrakta, “Bu sene Manisa ilinde mart ayında yaşanan don afeti bağlara zarar verdi. Temmuz ayında görülen aşırı nem ve yağış fungal hastalıklara sebep oldu. Bölge bölge doğal afetlerin etkisi değişmekle birlikte, bazı mahallelerde üreticiler bağ bakımlarını bile bırakmak zorunda kaldı. Üzüm üreticilerimiz zor bir sezon geçirdi. Bölgede yaşanan don ve aşırı yağışın etkisiyle rekoltede önemli bir azalış bekliyoruz. Kurutmalık üzüm rekoltesinde geçen seneye göre yüzde 30-35 oranında azalma yaşanacak.” dedi.
Türkiye, dünya kuru üzüm üretiminde 1. sırada
“Üzüm, iklim ve toprak istekleri yönünden çok seçici olmaması, çoğaltma yöntemlerinin kolay olması ve farklı şekillerde değerlendirilmesi gibi sebeplerden dolayı dünyadaki en yaygın kültür bitkilerinden biridir.” diyen Bayraktar, “Dünya üzüm üretimi FAO 2021 yılı verilerine göre 6,7 milyon hektar alanda, 73 milyon ton olarak gerçekleşti. Dünya üzüm üretiminin yaklaşık yüzde 65’i şaraba işlenirken, yüzde 8-10’u kurutmalık ve yaklaşık yüzde 20’si sofralık olarak değerlendiriliyor. Kuru üzümde Türkiye, ABD, İran, Şili, Güney Afrika ve Arjantin önemli ülkelerdir. 2020-2021 sezonu verilerine göre dünya çekirdeksiz kuru üzüm üretiminin yüzde 19,7’sini Türkiye gerçekleştirdi. Ülkemiz, dünya çekirdeksiz kuru üzüm üretiminde son üç hasat yılında ilk sırada yer alıyor. Ülkemizde özellikle çekirdeksiz üzümden elde edilen kuru üzümler dünya çapında ünlüdür. Bu nedenle Ege Bölgesi’ndeki bağlarda, değerli ihraç ürünü olan ve dış piyasalarda aranan çekirdeksiz kuru üzüm elde edilmesine yönelik olarak üretim yapılıyor. 2022 yılında toplam 3,8 milyon dekar alanda toplam 4 milyon 165 bin ton üzüm üretimi yapıldı. Bu üretimin 2,1 milyon tonu sofralık, 1,7 milyon tonu kurutmalık, 383 bin tonu şaraplık üzümden oluştu. Toplam üzüm üretimimizin yüzde 38,4’ünü çekirdekli sofralık üzüm ve yüzde 28,2’sini de çekirdeksiz kurutmalık üzüm oluşturuyor. Üzüm üretim alanımız yıllar itibariyle azalıyor. Ülkemizde toplam tarım alanının yaklaşık yüzde 1,1’inin bağ alandır. Yıldan yıla bağ alanlarında azalma yaşanıyor. Bağ alanlarında son 10 yılda yüzde 16,8, son 20 yılda da yüzde 27,4 oranında azaldı. Ege Bölgesi ülkemizde en geniş alanda yetiştiricilik yapılan bölgedir. Bağ alanlarında Manisa, Mardin ve Denizli ilk sıralarda gelmekte iken, üretimde Manisa, Mersin ve Denizli ilk sırada bulunuyor. Türkiye, üzüm üretiminde dünyada 6’ncı sırada gelmekte ve dünya üretiminin yüzde 5’ini karşılamaktadır.” şeklinde konuştu.
“Türkiye çekirdeksiz kuru üzüm ihracatında 1 numara”
Bayraktar, “Türkiye dünyanın en büyük çekirdeksiz kuru üzüm ihracatçısıdır. Sultani çekirdeksiz kuru üzüm, Ülkemiz dünya ticaretine konu olan ve ihracatta büyük öneme sahip bir üründür. Dünya kuru üzüm ihracatından yüzde 31,3 pay alarak birinci sırada yer alan ülkemizin ihracatında önde gelen ülkeler; Birleşik Krallık, Almanya, Hollanda, İtalya ve Fransa’dır. Yaş üzüm ihracatında ise öne çıkan ülkeler; Rusya, Ukrayna, Belarus, Irak ve Arabistan’dır. 2022 yılı kuru üzüm ihracatımız 225 bin ton, 433 milyon dolar değerinde iken, taze toplam üzüm ihracatımız ise 223 bin ton, 175 milyon dolar değerindedir.” dedi.
Yapılması gerekenler
Yapılması gerekenleri hakkında da bilgi veren Bayraktar, “Üretilen ürünün yaklaşık yüzde 85’i ihraç etmemiz ve dünya ticaretinin yarısına yakınına sahip olmamız nedeniyle yıllık 400 – 500 milyon dolar döviz geliriyle en önemli ihraç ürünlerimiz içinde yer alan çekirdeksiz kuru üzümün, tarım ve ticaretinin geliştirilmesi ve sektörün sorunlarının giderilmesi ülkemiz için oldukça önemlidir. Kuru üzümde ihracat imkanları artırılmalı, mevcut pazarlar korunmalı ve yeni pazarlar bulunmalıdır. Kuru üzüm ticaretinde en büyük alıcı ve piyasayı regüle edici konumda olan TARİŞ, yeniden yapılandırma süreci sonrasında kaynak yetersizliğinden piyasayı regüle edecek miktarda bir alım gerçekleştiremiyor. Ürün pazarlamasında ve serbest piyasada oluşan fiyatı kaçak yollarla gelen üzümler olumsuz etkiliyor. Kuru üzümde kaçak önlenmeli, yabancı menşeli üzümlerin Türk üzümüne katılarak ihraç edilmesinin önüne geçilmelidir. Sınır ticareti kapsamında gelen üzümler, sınır illeri dışına çıkarılmamalıdır. İhracatta ürün temizliği çok önemlidir. Üzümler yerde veya örtü üzerinde kurutulmamalı, kurutma beton veya tel sergi üzerinde yapılmalıdır. Ambalajlamada en büyük ihracat pazarı Avrupa Birliği’ne uyum göstermek için çalışmalar yapılmalı, AB benzeri bir depolama kuruluşu oluşturulmalı, depolama yatırımları desteklenmelidir. Üzümde katma değeri artırıcı ürün çalışmaları yapılmalıdır. Okul üzümü programı devam etmeli, her yıl rekoltenin belirli miktarı bu program kapsamında değerlendirilmelidir. İç ve dış pazarlarda rekabet üstünlüğü sağlayacak şekilde üretim planlaması yapılmalıdır. Girdi maliyetleri, kuru üzüm üreten diğer ülke üreticileriyle rekabeti zora sokmayacak şekilde sağlanmalı, üzüm üreticisi desteklenmelidir” diye konuştu.